Sabah otelde alacağımız kahvaltının ardından hızlı tren ile Madrid’e doğu yola çıkıyoruz. Yaklaşık 2 saat 30 dakikalık bir yolculuğun ardından Madrid’e varıyoruz. Avrupa’nın en önemli ve en yeşil başkentlerinden biri olan Madrid’i dolaşıyoruz ki eminiz Madrid’i bir şehir olarak çok seveceksiniz. Kraliyet Sarayı, İspanya Meydanı ve Cervantes Anıtı, Kibele Meydanı ve Çeşmesi, Puerto Del Sol Meydanı, Grand Via ve Castellana Caddeleri, Santiago Barnebau Stadı, Antik Mısır’dan İspanya topraklarına taşınmış Debod Tapınağı, Don Kişot ile Sanço Panço’nun heykellerinin yer aldığı Plaza de Espana, Kraliyet Sarayı, 9 kapılı Plaza Mayor ve son olarak Madrid’in kalbi Sol Meydanı’nı görüyoruz. Konaklama ve akşam yemeği otelimizde.

Sabah otelde alacağımız kahvaltının ardından, otobüsümüz ile yaklaşık 1 saatlik yolculuğun sonunda Toledo şehrine varıyoruz. Toledo Endülüs İslam Medeniyetinin ilk başkentlerindendir ve en uç noktasıdır diyebiliriz. UNESCO Dünya Mirası Listesinde yer alan, bir dönem bölgenin en önemli şehri olan, Tajo Nehri’nin çevrelediği efsanevi Toledo şehrini keşfetmeye başlıyoruz. Toledo'nun tarihi sokaklarında zamana bir yolculuk bizleri bekliyor. Toledo'nun tarihi yapılarını, Yahudi Mahallesini, Eski Sinagog ve günümüz Sefarad Müzesini göreceğiz. Ardından El Greco'nun eşsiz eserleriyle ününe ve zarafetine güzel sanatları da eklemiş, Hristiyan dünyasının halen de en önemli dini merkezlerinden birisi olan Toledo Katedrali'ne geleceğiz. Toledo’daki serbest zamanımızda alışveriş yapabilir, Toledo'nun kendine has lezzeti dünyaca bilinen badem tatlısı marzipanın tadına bakabilir, Damascino veya Şam İşi olarak bilinen meşhur Toledo çeliğinin altın veya gümüşle bir telkari gibi işlendiği takı ve ürünlerden alabilirsiniz. Bir sonraki durağımız; yaklaşık 3 saat sonra varacağımız Roma İmparatorluğu ve Endülüs dönemlerinde bölgenin başkenti olan Cordoba’da bizi ilk olarak Guadalquivir nehri karşılayacak. Tarihi Roma köprüsünün üzerinden yürüyüp, Roma kapısını geçerek gireceğimiz Cordoba veya İslam dönemindeki ismiyle Kurtuba şehrinde ziyaret edeceğimiz ilk eser 1100’lü yıllarda binlerce kişilik bir cemaate ev sahipliği yapan ve adeta bir sütun ormanı olan ünlü Kurtuba Ulu Camii olacak. Şu an tam ortasına bir Katedral inşa edilmiş olan Caminin bugünkü hali yüreklerimizi dağlayacak. Eski şehrin dar sokakları, Yahudi mahallesi, bembeyaz evleri, rengarenk çiçeklerle donanmış duvarları arasında kaybolacağız. Gezimizi burada sonlandırıyoruz. Konaklama ve akşam yemeği otelimizde.

Sabah otelde alacağımız kahvaltının ardından zeytinlikler arasında keyifli bir yolculuğun sonunda, Avrupa’daki İslam Medeniyetinin son halkası olan Granada ya da o zamanki adıyla Gırnata şehrine varıyoruz ve bu şehir Endülüs Medeniyetinin ve turumuzun en önemli duraklarından birisi. Burada ünlü El-Hamra Sarayı’nı, Cennet’ül Arifin Bahçelerini ziyaret ediyoruz. Zerafetin ve ihtişamın bundan tam 700 yıl önce nasıl bir araya geldiğini göreceğiz. Bir başka durağımız ise El Hamra Sarayı’nı karşıdan gören ve bembeyaz evlerle donanmış El Bayzin tepesi. Dar sokakları, beyaz badanalı evleri ve tepenin en güzel yerinde inşa edilmiş olan camiyi göreceğiz. Medreset’ül Yusuf, İpek Pazarı, Katedral, Darro Nehrinin kenarındaki kafeler göreceğimiz diğer mekânlar arasında. Bu gece güzeller güzeli Granada şehrindeyiz. Serbest zamanın ardından, akşam yemeği ve konaklama için otelimize geçiyoruz.

Kahvaltımızın ardından otelden ayrılıyoruz ve Sevilla'ya doğru yola çıkıyoruz. Yolumuzun üzerinde küçük ama etkileyici Ronda şehrine uğruyoruz. İspanya tarihinde ilk defa boğa güreşlerinin yapıldığı, Tajo nehrinin üzerinde 150 m. yükseklikte bir kayalığa tutunmuş, İspanya'nın en eski ve en aristokratik yerleşimlerinden biri olan ve 700 yıl boyunca Müslümanlar tarafından yönetilen Ronda'da eski şehir ile modern yeni şehri birbirine bağlayan Yeni (San Miguel) Köprüyü, ülkenin en eski Arenası’nı, 17. ve 18. yüzyıldan kalma evlerini ve muhteşem manzarasını göreceğiz. Ronda'dan sonra sırada bölgenin ikonik kasabalarından biri olan Setenil de las Bodegas var. Kayaların altına inşa edilmiş mağara evlerini görüyor, bembeyaz dokulu sokaklarında geziniyoruz. Buradaki gezimizin ardından yolumuza devam edip Sevilla'ya varıyoruz. Akşam yemeğimizi alıp otelimize geçiyoruz. Bu gece Sevilla'dayız.

Sabah kahvaltımızın ardından Quadal Qıvır (Vadi-i Kebir) Nehrinin kenarında kurulan ve bir dönem Amerika kıtasına giden gemilerin dönüş noktası olan Sevilla şehrini gezmeye başlıyoruz. Nehir kenarında yer alan ve Amerika’dan gelen altınların toplandığı Altın Kule, 1929 yılında yapılan İbero - Amerikan Fuarı bölgesi ve bu bölge içinde bulunan ihtişamlı İspanya Meydanı (Plaza de Espana), dar sokakları ile Santa Cruz bölgesi, cami temelleri üzerine yapılan dünyanın en büyük katedrallerinden birisi olan Sevilla Katedrali ve bu caminin minaresi üzerine inşa edilen ünlü Hiralda çan kulesi, İslam döneminden sonra yapılan ama Müslüman ustalar tarafından inşa edilen Alcazar’ı (saray) göreceğiz. Şimdilerde Sevilla Üniversitesi’nin merkez kampüsü olarak kullanılan eski tütün fabrikasını da görüp Sevilla şehrinde serbest kalacağız. Belirlenen saatte buluşup havalimanına geçiyoruz. Saat 17:45’deki TK1300 sefer sayılı uçağımız için Havalimanına gelişimiz ile Endülüs turumuz, dimağlarımızda muhteşem ve bir o kadar da buruk anılar bırakarak sona eriyor.  İstanbul Havalimanına varış saatimiz 00.20.